Bir kuantum bilgisayarı, veri üzerinde yapılacak işlem
esnasında süperpozisyon ve ‘quantum entanglement’ olarak bilinen, Türkçe’ye
dolanıklık olarak çevrilebilecek mekanik kuantum olgularının doğrudan
kullanımını sağlayan bir hesaplama cihazıdır.
Haziran 2015’te Avrupa Telekomünikasyon Standartları
Enstitüsü (ESTI) yaptığı açıklamada ‘kuantum-güvenli’ şifreleme tekniklerine
geçmek için on yıldan fazla bir süredir bilgi arşivlemeye veya çevrimiçi işlem
gizliliğini korumaya ihtiyaç duyan kuruluşları uyardı. Enstitü, kuantum
bilgisayarların ileri düzey matematik işlemleri gerçekleştirebilme kapasiteleri
sayesinde hassas veriler üzerine yazılmış şifreleri rahatlıkla kırabileceği
konusunda uyarıda bulundu.
Klasik bilgisayarlar ile kuantum bilgisayarlar arasında farklılıklar
mevcuttur. Örneğin; klasik bir bilgisayar verileri bit olarak depolarken,
kuantum bilgisayarlarında veriler kbit yani kuantum biti olarak saklanır.
Kuantum hesaplamalarında temel ilke, kuantum özelliklerinin verileri
yapılandırabilmek için kullanılması ve bu verilerle işlem gerçekleştirebilmek
için kuantum mekanizmalarının inşa edilebilmesidir.
Fizik derslerinden hatırlayabileceğimiz üzere bir kuantum
mekanik nesne, bozulduğu taktirde bir devrede donuyor ya da klasikleşiyor. Bu
sebeple tüm kuantum bilgisayarlar, ‘kubit’ olarak adlandırılan ve
bilgisayarlardaki dijital bite benzetilebilecek yapı taşlarına sahip.
Kuantum hesaplamaları henüz ömrünün oldukça başında olsa da,
günümüzde işlemler esnasında kuantum hesaplamaları kullanılan birkaç deney
gerçekleştirilmiş durumda. Aynı zamanda hem pratik hem de teorik alanda büyük
bir hızla üzerinde çalışmalar yapılan bir alana evrilirken, birçok ulusal
hükümet ve askeri kuruluşlar da kriptografik amaçlı projeleri için kuantum
bilgisayarlarına dair projelere destek veriyorlar.
Kuantum bilgisayarları, mekanik işlemlere birçok yönden
fayda sağlayacak. Mesela büyük ölçekli kuantum bilgisayarlarının kurulumu
gerçekleştirilebilirse, herhangi bir sorunu klasik bilgisayarlara oranla çok
daha hızlı bir şekilde çözebilecek durumda olacaklar. Kuantum bilgisayarları bu hızlı sorun
çözebilme potansiyellerini Shor’un algoritmasını kullanıyor oluşuna borçlular.
Kuantum bilgisayarları; DNA bilgisayarları ve transistörlü
geleneksel bilgisayarlar gibi diğer bilgisayarlardan kesin bir şekilde
ayrılıyor. Optik bilgisayarlar gibi bazı bilgi-işlem mimarileri dahi kuantum
bilgisayarların hesaplama hızının potansiyeline yaklaşamıyorlar.
Kuantum bilgisayarları, klasik bilgisayarların asla
gerçekleştiremeyeceği düşünülen ileri düzey, aşırı spesifik matematik işlemleri
dahi rahatlıkla gerçekleştirebiliyor. Bir karşılaştırma yaparsak, klasik bir
bilgisayarın asla çözüme ulaştıramayacağı bir sorunu Shor’un algoritması
sayesinde kuantum bir bilgisayar rahatlıkla, hatta saliseler içerisinde çözüme
ulaştırabilir.
Dünyanın ilk kuantum bilgisayar şirketi olan D-Wave Systems,
kuantum bilgisayarların konvansiyonel –yani geleneksel- bilgisayarlara oranla
çok daha hızlı, çok daha çözüm odaklı ve çok daha yetenekli olmaları amacıyla
üretildiklerini söylüyor. D-Wave bu yıl içerisinde 2.000-kubit bir kuantum
bilgisayarı piyasaya sürmeye hazırlanıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder