8 Mayıs 2018 Salı

Kuantum Bilgisayarları


Bir kuantum bilgisayarı, veri üzerinde yapılacak işlem esnasında süperpozisyon ve ‘quantum entanglement’ olarak bilinen, Türkçe’ye dolanıklık olarak çevrilebilecek mekanik kuantum olgularının doğrudan kullanımını sağlayan bir hesaplama cihazıdır.
Haziran 2015’te Avrupa Telekomünikasyon Standartları Enstitüsü (ESTI) yaptığı açıklamada ‘kuantum-güvenli’ şifreleme tekniklerine geçmek için on yıldan fazla bir süredir bilgi arşivlemeye veya çevrimiçi işlem gizliliğini korumaya ihtiyaç duyan kuruluşları uyardı. Enstitü, kuantum bilgisayarların ileri düzey matematik işlemleri gerçekleştirebilme kapasiteleri sayesinde hassas veriler üzerine yazılmış şifreleri rahatlıkla kırabileceği konusunda uyarıda bulundu.
Klasik bilgisayarlar ile kuantum bilgisayarlar arasında farklılıklar mevcuttur. Örneğin; klasik bir bilgisayar verileri bit olarak depolarken, kuantum bilgisayarlarında veriler kbit yani kuantum biti olarak saklanır. Kuantum hesaplamalarında temel ilke, kuantum özelliklerinin verileri yapılandırabilmek için kullanılması ve bu verilerle işlem gerçekleştirebilmek için kuantum mekanizmalarının inşa edilebilmesidir.
Fizik derslerinden hatırlayabileceğimiz üzere bir kuantum mekanik nesne, bozulduğu taktirde bir devrede donuyor ya da klasikleşiyor. Bu sebeple tüm kuantum bilgisayarlar, ‘kubit’ olarak adlandırılan ve bilgisayarlardaki dijital bite benzetilebilecek yapı taşlarına sahip.
Kuantum hesaplamaları henüz ömrünün oldukça başında olsa da, günümüzde işlemler esnasında kuantum hesaplamaları kullanılan birkaç deney gerçekleştirilmiş durumda. Aynı zamanda hem pratik hem de teorik alanda büyük bir hızla üzerinde çalışmalar yapılan bir alana evrilirken, birçok ulusal hükümet ve askeri kuruluşlar da kriptografik amaçlı projeleri için kuantum bilgisayarlarına dair projelere destek veriyorlar.
Kuantum bilgisayarları, mekanik işlemlere birçok yönden fayda sağlayacak. Mesela büyük ölçekli kuantum bilgisayarlarının kurulumu gerçekleştirilebilirse, herhangi bir sorunu klasik bilgisayarlara oranla çok daha hızlı bir şekilde çözebilecek durumda olacaklar.  Kuantum bilgisayarları bu hızlı sorun çözebilme potansiyellerini Shor’un algoritmasını kullanıyor oluşuna borçlular.
Kuantum bilgisayarları; DNA bilgisayarları ve transistörlü geleneksel bilgisayarlar gibi diğer bilgisayarlardan kesin bir şekilde ayrılıyor. Optik bilgisayarlar gibi bazı bilgi-işlem mimarileri dahi kuantum bilgisayarların hesaplama hızının potansiyeline yaklaşamıyorlar.
Kuantum bilgisayarları, klasik bilgisayarların asla gerçekleştiremeyeceği düşünülen ileri düzey, aşırı spesifik matematik işlemleri dahi rahatlıkla gerçekleştirebiliyor. Bir karşılaştırma yaparsak, klasik bir bilgisayarın asla çözüme ulaştıramayacağı bir sorunu Shor’un algoritması sayesinde kuantum bir bilgisayar rahatlıkla, hatta saliseler içerisinde çözüme ulaştırabilir.
Dünyanın ilk kuantum bilgisayar şirketi olan D-Wave Systems, kuantum bilgisayarların konvansiyonel –yani geleneksel- bilgisayarlara oranla çok daha hızlı, çok daha çözüm odaklı ve çok daha yetenekli olmaları amacıyla üretildiklerini söylüyor. D-Wave bu yıl içerisinde 2.000-kubit bir kuantum bilgisayarı piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

6 Mayıs 2018 Pazar

Marie Curie


Herhalde fizik veya kimya ile az veya çok ilgilenen kişiler meşhur Curie çiftini bilirler. Bu kez Marie Curie ya da çoğu kişinin Madam Curie olarak bildiği bu bilim insanını ele alacağız. 1867’de Varşova’da doğan Fransız kimyager ve fizikçidir. 
Kendi döneminin en yüksek fizik notuyla Paris Sorbonne Üniversitesi’nde matematik ve fizik bölümlerini birincilikle bitirmiştir. Sonrasındaysa bilim akademisine ve fizik kürsüsüne giren ilk kadın olmuştur. Polonya’ya dönüp öğretmenlik yapmayı düşünürken, kendisi gibi daha çok fizikokimya üzerine çalışan Pierre Curie ile evlenmiştir. Çalışmalarını da beraber sürdürdüğü kocası Pierre Curie ve Henri Becquerel ile birlikte radyoaktivitenin keşfi sebebiyle Nobel Fizik Ödülü’nü, sekiz yıl sonraysa polonyum ve radyum elementlerini yalıtabilmesinden dolayı Nobel Kimya Ödülü’nü almaya hak kazanmıştır. Böylece Nobel Ödülü’nü alan ilk kadın ve bu ödülü iki kere alan ilk bilim insanı olmuştur.
1904’te Pierre Curie Sorbonne Üniversitesi’nde fizik profesörlüğüne atandı ve kendisine çalışmalarını yapabileceği nitelikte bir laboratuvar tahsis edildi; ancak çok kısa bir süre sonra hayata gözlerini yumdu. Onun profesörlüğünü devralan eşi Marie Curie, mezun olduğu Sorbonne Üniversitesi’nde profesörlük ünvanı verilen ilk kadın oldu.
Radyoaktivite ve radyum elementleri yaptığı çalışmalar artık olumsuz etkilerini üzerinde gösteriyordu ve o da bundan kaynaklı kanser hastalığı (lösemi-kan kanseri) yüzünden hayata veda etti. Hatta büyük miktarlarda radyumla o kadar çok çalıştı ki, o kadar çok radyoaktif maddeye maruz kaldı ki; bu tam 500.000 röntgen çektirmeye (X-ray etkisine) bedeldi.

HAKKINDA AZ BİLİNENLER
Marie ve Pierre Curie çok yüksek ahlaki değerlere sahip insanlardı. Radyum yalıtma yöntemlerinin patentini alarak bir servete sahip olma imkânları varken, isteyen her kişiye ve şirkete ellerindeki bilgileri rahatça verdiler.

Marie Curie, Albert Einstein ile tanışır. 1. Dünya Savaşı başladığında radyoloji çalışmaları sayesinde binlerce yaralı askerin hayatı kurtulur. Kocası hayatını kaybettikten sonra da adını yazdırdığı buluşlardan insanlığın ücretsiz bir şekilde faydalanması için patent almayı reddeder. ABD'de Beyaz Saray’a davet edilir, kendisine bilime olan katkılarından ötürü para ve nişan ödülü hediye edilir.

Be less curious about people and more curious about ideas!

(İnsanlar hakkında daha az, fikirler hakkında daha çok merak edin!)
[Marie Curie]

Kaynak

1 Mayıs 2018 Salı

Ali Kuşçu Kimdir


Ali kuşçu 1403 yılında Semerkand bölgesinde doğmuş ,günümüzdeki  Özbekistan,  Babası Muhammed, Uluğ Bey'in kuşçusu olduğu için ailesi "Kuşçu" lakabıyla meşhur oldu.  Günümüzde insanlığa bıraktığı eserleri ve Astronomi, Matematik, Kelam ilimleri ile ilgili çalışmalar ile ün kazanmıştır.
Asıl ismi Ali Bin Muhammed olan ünlü astronom gök bilimi dışında matematik ve dil bilimi konusunda da çalışmalarıyla kendini göstermiştir. Yetişmesi sırasında birçok ünlü bilim insanından dersler alarak kendini geliştirmiştir. Kadızade-i- Rumi, Gıyasüddin Cemşid el-Kaşi isimlerinden aldıkları dersler onun gelişmesinde ve yetişmesinde büyük öneme sahiptir. Bu alimlerden aldıkları bilgileri geliştirmek için Kirman’a gidip Ay Safhalarının Açıklanması ile şehrine geri dönmüştür.Dönemin en büyük bilim noktalarından biri haline gelen Semerkant’ta Uluğ Bey’in rasathanesine müdür olarak çalışmalarına devam etti. Akkoyunlu Hükümdarının kendisine verdiği önem onu Fatih Sultan Mehmet ile barış anlaşmaları sırasında elçilik görevine getirdi.
Çalışma azmi ile dolu olan Ali kuşçu gök bilimi hakkında yaptığı çalışmalarla rasathanenin ününe ün katıyor ve en doğru verileri elde etmeyi başarıyordu. Bir dönem hocası ve hükümdarı Uluğ Bey’in oğlunun ihaneti sonucu öldürülmesiyle hüsrana uğramış bu sebeple her şeyi bırakıp hacca gitmek istemiştir. Uluğ Bey’e verdiği önemi yaptığı çalışmalarda ondan uzun uzun söz etmesinden anlayabiliriz. Aynı şekilde Uluğ Bey de ona bir hayli önem vermiş ve daha genç yaşta onu rasathanenin başına geçirmiştir.Fatih Sultan Mehmet Han’ın İstanbul’u bir bilim merkezine çevirme çalışmalarında Ali Kuşçu’ya verdiği önem büyüktür. Bu anlamda İstanbul’da ders vermesi için onu davet eder. İstanbul’a girişi sırasında düzenlenen tören onun şanına yakışır büyüklükte bir karşılama merasimidir. İki yüz altın maaş karşılığında Ayasofya’da eğitimci olarak çalışmalarına başlar. Astronomi ve matematik dersleri vermesinin yanında hükümdarın propaganda çalışmalarını da hazırlamıştır. İstanbul’un enlem ve boylam hesaplamalarını yapmıştır. Matematik derslerindeki başarısı medreselerde matematik dersi verilmesinde ciddi öneme sahiptir. Derslerdeki başarısı onun başka bilim  insanları  tarafından izlenmesine olanak verecek kadar üne ulaşmıştır. Bir başka ünlü matematikçi olan Sinan Paşa, Molla Lütfi vasıtasıyla onun matematik derslerini takip ederek Ali Kuşçu’ya verilen önemin bir başka kanıtı olmuştur.
Ali Kuşçu’nun en önemli eserlerinden biri olan Risaletül-Fethiye üniversitede ders kitabı olarak kullanılmıştır. Fethiye’de gök cisimlerinin yerküre ile arasındaki uzaklıklar belirtilmiş ayrıca dünya haritasının kitabın sonunda bulunması da o dönem için önemli bir ayrıcalık haline gelmiştir. Bu kitapta dünyanın eksen eğikliğinin belirtildiği rakamlar günümüz verilerine çok yakındır. Kitapta ayrıca diğer gezegenler hakkında bilgiler bulunurken bu gezegenlerin hareketleri ile ilgili bilgiler de bulunmaktadır. Ye şekilleri ve iklim bilgileri konusunda bilgilerinde bulunduğu eserde çeşitli astronomi ölçümleri yer almaktadır. Bu kitabın asıl amacı yeni bilgiler keşfedilmesi değil eğitim konusunda yararlanılması gereken bir kitap olması niteliği taşımaktadır.Ali Kuşçu’nun Osmanlı Devleti’ne katkılarından sonra Osmanlı Türkçesi İslam çevrelerinde bilim dii olarak kabul edildi. Dil bilimci özelliğinin bu konuda önemli etkisi olmuş yaptığı dil bilimi çalışmalarıyla büyük yarar sağlamıştır. Onun soyundan gelen birçok kişi Osmanlı Devleti’nde önemli makam ve mevkilerde bulunmuş yararlı çalışmalar göstermişlerdir. Öyle ki onun torunlarından olan Ebussud Efendi Osmanlı’da şeyhülislam görevine kadar gelmiştir. İkinci Mehmet adına yapılan ilk Osmanlı Üniversitesi olma özelliğini gösteren Fatih Medresesi’nin kurulmasında ve eğitim içeriğinin ve tarzının belirlenmesinde önemli katkıları olmuştur. Birçok önemli matematik adamının yetiştirilmesinde önemli rol oynayan Ali Kuşçu astronomi biliminin Osmanlı’da yaygınlaşmasında katkıları olmuştur.